Pandemi sürecinde kadına şiddet vakalarının artışı ve bu sorunun Mersin’e yansımalarının değerlendirilmesi için Mersin Kent Konseyi Kadın ve Siyaset Komisyonu tarafından bir toplantı düzenlendi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı Kent Konseyi salonunda gerçekleştirilen toplantıya Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Mersin İl Emniyet Müdürlüğü, Mersin Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, Mersin Barosu Kadın Hakları ve Çocuk Merkezi yetkilileri katılarak konuya ilişkin bilgi aktarımı gerçekleştirdi.
Mersin Kent Konseyi Başkanı Faik Burakgazi, pandeminin ülkemizde ve bütün ülkelerde kadına karşı şiddeti artırdığını, bu durumun Birleşmiş Milletler Kadın Komisyonu raporlarına da yansıdığını söyledi. Bu süreçte, konuya taraf olabilecek birçok kurum ile bir araya gelinerek, sonuç odaklı çalışmalar yürütülebileceklerini ifade eden Burakgazi, “Biz bireysel olarak, kurumsal olarak ayrı ayrı çalışırız, çalışıyoruz ama hepimiz bir araya geldiğinde bir sinerji yaratmaya dönük bir enerji ortaya çıkabilir. Bu sinerji ile biz çok şeyi çözebiliriz. Burada ana hedef kadına yönelik şiddetin azaltılmasıdır. Biz toplumumuzda baş gösteren, son derece insani dramlara yol açan bu soruna bir çözüm bulmaya çalışıyoruz” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Koordinatörü Duygu Canova, “Belediyemizin kadın öncelikli politikaları var. Başkanımız Vahap Seçer, seçim öncesinde de göreve geldikten sonra da kadın politikaları yönünde söylediklerini çok ciddi eylemlere dönüştürdü. Kadın ve Aile hizmetleri Dairesi Başkanlığı’nın kurulması başlı başına bu anlamda bir adımdı. Kadına destek verecek kooperatiflerin kurulması, eğitimlerin verilmesi yaptığımız her şeyde sürdürülebilirliği öngörüyoruz. Biz dilimizde de, haberlerimizde de kadın ya da toplum insan odaklı dili ve anlayışı sergilemeye çalışıyoruz” dedi.
Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, Büyükşehir Belediyesi’nin bir sığınma evinin olduğunu ve pandemiden önce boşken pandemi süresinde tamamen dolduğunu, çok sayıda çocuklu kadının sığınma talebiyle kendilerine başvurduğunu söyledi.
Gizli kalmak koşuluyla sığınma evinde kalan kadınlara istihdam yaratıldığını ifade eden Dokucu, “Zihinsel bir engeli yoksa elimizden geldiğince kadınları iş hayatına yöneltmeye çalışıyoruz. Belediyenin olanaklarından da tabii ki bu anlamda yararlanmaya çalışıyoruz. Üretici kadın pazarları açıyoruz. Üretici kadın pazarlarında da bu kadınlarımıza yer vermek bizim birinci tercihimiz olacak. Çok darda olanın ürününü satabileceği ortamlar yaratmak istiyoruz. Pandemi boyunca tele terapi, psikolojik terapi, yüz yüze terapi, hukuki danışmanlık desteği verdik. Şu anda da kadınlara ve çocuklara mahremiyet eğitimlerini ekleyerek devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Mersin İl Emniyet Müdürlüğü temsilcisi Komiser Tuba Kulak, Kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet, taciz gibi eylemleri engellemek için tasarlanan resmi bir uygulama olan Kadın Acil Destek İhbar Sistemi (KADES) ile ilgili bilgilendirmede bulundu.
Kuak, kadınların ihtiyaç anında cihaz konum bilgisini açarak bir tuşla Polis İmdat Acil Çağrı Merkezine yardım çağrısı yaptığını ve yardım çağrısının yapıldığı olay yerine en yakın ekip veya devriyenin sevk edilerek olaya müdahalesinin sağlandığını söyledi.
Kulak, “Maalesef ki biz de emniyet olarak en son aşamayız. Kadın bize geldikten sonra bizim çok fazla yapabilecek bir şeyimiz kalmıyor. Gelmeden neler yapabilmeliyiz aslında bunu konuşmamız lazım. Bize gelip koruyucu önleyici tedbir kararı istiyorum dediği an biz kadınların istediğini yapıyoruz. Sığınma talebi varsa kadın konuk evine götürüyoruz, önleyici tedbir istiyorsa önleyici tedbir kararı çıkartıyoruz. İçişleri Bakanı’nın talimatıyla tüm emniyet personeline eğitim vermeyi planlıyoruz. Şu an eğitim verdiğimiz personelimizin sayısı4 bin. Yıl sonuna kadar tüm personelin eğitim almasını planlıyoruz” dedi.
Mersin Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni (MERKAM) temsilen toplantıya katılan Prof. Dr. Duygu Vefikuluçay Yılmaz, şiddetle ilgili ne okunursa okunsun çözüm önerilerinin altında mağdurların ele alındığını ama uygulayıcıların da ele alınması gerektiğini ifade etti.
Yılmaz, “Biz MERKAM olarak psikologlarımız, psikiyatri hemşirelerimiz, psikiyatristlerimiz ile bunu çok rahat yapabiliriz. Aile iletişimi ile ilgili terapiler, dramalar olabilir. Çok güzel programlar yapılabilir. Taradığımız kaynaklara baktığımızda gerçekten salgın sürecinde kadınlar kendilerine şiddet uygulayan bireylerle aynı evde daha çok yaşamak zorunda kaldılar. Bu kadınlara şiddeti arttırdığı gibi çocuklar da bu şiddete maalesef tanıklık etti. Bununla ilgili anketlerimizi online olarak yapıyoruz. Sonuçlarını daha sonraki toplantılarda üzülerek paylaşacağız” diye konuştu.
MERKAM olarak Mersin Üniversitesi’nde cinsel taciz komisyonunu, işyeri şiddeti ile ilgili komisyonların kurulduğunu kaydeden Yılmaz, “Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddette önemli bir adımdır. Bununla ilgili ders açtık. Bütün öğrencilerimiz bu dersi alıyorlar. Kadınlar eğitiliyor ama erkekler hep aynı yerde. Burada şiddetle ilgili erkeklere yönelik eğitimler vermeliyiz. MERKAM olarak eğitim alanında her türlü desteği vermeye hazırız” ifadelerine yer verdi.
Mersin Barosu temsilcisi Avukat Şirin Güner de, özellikle şiddetin kaynağına yönelik araştırmalar yapılması gerektiğini dile getirdi.
Güner, “Şiddetin kaynağı ekonomik mi, öfke kontrolü mü, yoksa şiddete mi eğilimli, cinsel sorunlar mı bunların hepsinin araştırılıp onlara yönelik çözümler üretilmeli ancak o zaman şiddeti önleyebileceğimizi düşünüyorum. Tabii ki bunun başında eğitim geliyor. Mersin Barosu olarak gönüllük esasıyla davaları takip ediyoruz” diye konuştu.